Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Meşhed İmam Rıza Türbesi
İmam Rıza "Horasan Sultanı" ünvan ile meşhurdur. Peygamber Muhammed’in torunlarından biri olan İmam Rıza, yerel halk tarafından büyük bir veli olarak kabul edilir. Şehrin en büyük camisine defnedilmistir. Türbesi gümüşle yaldızlanmış ve bir çitle çevrilidir. Dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler buraya ziyaret ediyor ve ziyaretlerinden dönenler herkes tarafından saygı görüyor ve herkes eteklerini öpüyor.
Sayfa 122
Gerçekten de bu Surmari şehri, Tufan’dan sonra kuru topraklar üzerinde inşa edilen ilk şehirdir. Şehrin kurucusu Nuh’un oğullarıydı.
Sayfa 90
Reklam
Rumlar bu şehre bizim gibi Konstantinopolis demezler, İstanbul derler. ( 1403, İstanbul’un fethinden yarım asır önce )
Sayfa 53
Ayasofya ihlal edilemeyecek bir sığınaktır. Bir Yunanlı yada yabancı bir suçlu buraya sığınırsa kimse ona el süremez. Bu suçlu yol kesmiş, hatta adam öldürmüş olsa bile kimse ona el dokunamaz.
Sayfa 43
Bir gece Timur, bir sürüyü çalarken Sistan halkıyla kavgaya tutuşmuş, adamlarının bir çoğu mahvolmuştu. Bizzat Timur'un atının öldürülmesinin yanında, sağ ayağı yaralanmış, Timur bütün ömründe bu yaranın izini taşımış, bu yara yüzünden hep topal kalmış, adı da "Aksak Timur" olmuştur. Timur'un ayağı yaralandıktan ve topal kaldıktan başka, sağ eli de yaralanmış ve Timur'un iki küçük parmağı da koparılmıştı.
Sayfa 127 - Kesit YayınlarıKitabı okudu
... birçok köylü, Timur'a bağlı adamların yaklaştığını gördüklerinde şeytandan kaçar gibi kaçıyorlardı. Mağazalarında alışverişler ilgilenen tacirler, bu memurları görünce mağazaları kapatıyor ve bir yere saklanıyor ya da evlerine giriyor ve bu şekilde kaçarken birbirlerine: "Elçi! Elçi!" diye sesleniyorlardı. Amaçları, birbirlerine Timur'un bir adamının geldiğini anlatmaktı. Gerçekte böyle bir elçinin bir yere varması, orası için üzücü bir olay teşkil etmekteydi. Zaten Tatarlar, şehrin veya köyün reisini yakaladılar mı ona kesinlikle nazik bir söz söylemez, ona hakaret ederek bütün istediklerini yaptırırlar.
Sayfa 113 - Kesit YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Timur, kime bir elçi gönderirse elçi bir hediye ile şereflendirilir. Bu hediyenin ona layık olması da şarttır. Timur'a gönderilen hediye ne kadar değerliyse bu kişiye verilecek hediyenin de o derece kıymetli olması gerekiyor.
Sayfa 121 - Kesit YayınlarıKitabı okudu
1403 Ekim ayında İstanbul'a gelen Kastilya Elçisi Clavijo'nun ifadesi
Rumlar, bu şehre bizim gibi "Constantinopole" demiyorlar, "İstanbul" diyorlar. (Dipnot: Bundan, İstanbul'un fethinden yarım asır kadar önce de bu isimle tanındığı anlaşılıyor.)
Sayfa 49 - Kesit YayınlarıKitabı okudu
Aslında burası, Cenevizlilerden önce de mevcuttu ve otlaklarla doluydu. İnekler burada otlar, sonra sütleri sağılır ve İstanbul'a gönderilirdi. Buraya "Galata" adı verilmesinin sebebi şudur: Yunancada "gala" süt demektir. İspanyolcada da "Galata" sütün sağıldığı yer anlamına gelir.
Sayfa 50 - Kesit YayınlarıKitabı okudu
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.